
3,5 senedir nefes almadan, dinlenmeden koşturuyorum. Araştırıyorum, soruyorum, soruşturuyorum, gidiyorum, geliyorum, deniyorum, öğreniyorum, öğretiyorum, onunla nefes alıp onunla yeniden doğuyorum...
Hayatım, yeniden şekillendi 3,5 sene önce. İlk kucağıma aldığımda hayatıma format atmıştı zaten. 6 sene önce... onun melek yüzünü ilk gördüğümde, hayatın artık asla aynı olmayacağını anlamıştım. 3,5 sene önce o doktorun odasında bildiğim, inandığım, güvendiğim ne varsa yıkılıp yerine yenileri yazıldığında ise ikinci kere yeniden format attı hayatıma, amaçlarıma, ideallerime, düşüncelerime...
Hayat asla bir daha aynı olmadı, olmayacak...
Kabul et" sözünü çok duydum. Bana direk söylenmese de, çevremde konuşulduğuna çok şahit oldum. Dünyanın diğer ucunda bir doktor ismi duyup da ulaşmaya çalıştığımda, hiperbarik tübünün içinde 1 saat geçireceğimizi söylediğimde, "hayır o şekeri yiyemez, vermeyin" dediğimde, yüzüme uzaylı gibi bakan, onlara doktor ismi önerdiğimde "biz artık kabullendik, hayatımıza böyle devam ediyoruz" diye karşı çeviren anneleri gördüğümde dahi vaz geçmedim, vaz geçmeyeceğim.
Son nefesime kadar, kanımın son damlasına kadar savaşacağım otizmle. Hayır, hiç kabul etmedim, etmeyeceğim! Asla! Çare uzayda olsa, gidip getireceğim...
Tek bir ışık damlası için...
Şimdi... Okulda tüm öğretmenlerden öylesine güzel sözler duymuşken, her geçen gün "normal" hayata bir adım daha yaklaşırken, tüm semptomlar yavaş yavaş hayatımızdan çıkıp yok oluyorken... inanıyorum, güveniyorum ve biliyorum...
Tünelin sonundaki ışık bizim olacak! Er ya da geç...