25 Ekim 2013 Cuma

Ruh

 
 
Bu aralar kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
 
Ruh halim inişli çıkışlı. Okul iyi gidiyor, dersler gayet iyi, daha önce yapamadığı şeyleri artık kolaylıkla yapar halde, arkadaşları da var. Keyfi yerinde. Her şey yolunda gibi görülüyor...
 
Ancak, ben iyi değilim. Üzerimdeki o büyük yükün ağırlığı sanırım yavaş yavaş kendini göstermeye başladı. Bunca zaman kendi hislerimi, kendi isteklerimi ve gereksinimlerimi hep ikinci plana attım (ikinci, üçüncü, dördüncü... kısaca hep sonuncu plana). Sanırım artık o yükü taşıyamaz haldeyim. Akşamları uyumakta zorlanıyorum. Kendimi çok rahatsız hissediyorum. Migren krizlerimin aralıkları daraldı, şiddeti çoğaldı.
 
Otizmin annenin üzerine bindirdiği yük, ne çok. Normal bir insanın kendi kendine altından kalkamayacağı cinsten. Keskin, yorucu ve yıpratıcı. Sürekli detaylarla ilgilenmek, her türlü duruma hazırlıklı olmak, hazırlıklı olamadıklarında kötü anlar yaşamak. Gelecek kaygısı. Hayal kırıklıkları. Umutlar. Ve yaşanan her kötü olayda, her stresli durumda sırtınızdaki yükün ağırlaştığını hissetmek.
 
Hiç bir anne, çocuğuna böyle bir tanı konması ve otizm ile savaşmak için hazırlıklı değildir. Aniden gelir otizm ve önünde ne varsa yıkar geçer. Azalsa da, yok olur gibi olsa da asla gitmez, hep oradadır.
 
Sanırım profesyonel yardım almam gerekiyor kendim için. Çocuğum için gitmediğim uzman kalmamışken ve onlara gitmekten hiç çekinmezken, kendim için aynı şeyi yapamamak ne garip...