8 Ekim 2010 Cuma

Lutfen


İstanbul, tarihinin en soğuk ve tatsız sonbaharını geçirirken yağan her yağmur damlasında, çakan her şimşekte, üşüten her rüzgarda, biraz daha arındığımı hissediyorum.

Geçenlerde, kızımı bir saatliğine özel eğitim terapisine bırakma süresinden yararlanıp gittiğim bir markette sırf alışveriş arabam biraz dışarıya doğru durmuş diye saçma sapan konuşan, hakaret etmeye çalışan orta yaşlı bir bayan ile karşılaştım. İnsanların böylesine sıradan ve kolaylıkla halledilebilecek bir mesele için böylesine enerji ve sinir harcamalarına ise hayret ettim. Hayatımda o kadar çok stres kaynağı var ki... başımı çevirip gittim... 'İnan bayan, başımda o kadar dert var ki, alışveriş arabası 10 cm. yana kaymış diye seninle kavga etmeye ne halim, ne zamanım, ne de enerjim yok' demek istedim... ama diyemedim... Sadece kadının hayatında önemsenecek daha önemli dertler olmadı için sevineyim mi üzüleyim mi onu bilemedim.

Hayatları 'normal' olan insanlar... Lutfen yolda tanımadığınız insanlara haksızca (ya da haklıca) saldırırken iki kere düşünün. O kişinin 4 yaşında bir çocuğu olabilir. O çocuğa herhangi bir tanı konmuş olabilir. O anne yıllarını gözyaşları, üzüntü ve çocuğunu girdiği kuyudan çıkartma çabası ile geçirmiş olabilir. O anne o sabah uyanıp kızının binbir nimetten yoksun özel diyet için hazırlanmıs kahvaltısına tam 6 tane vitamin, mineral vs desteğini katmış ve işe yaraması için bildiği tüm duaları okumuş olabilir. Ve yine o annenin o küçük güzel çocuğu o anda sadece 1 saatliğine bir terapide olabilir. Anne de o bir saatin 30 dakikasını hızlıca alışveriş yapmak için harcamak zorunda olabilir. Aynı anne, 30 dakika sonra kızını hızlıca alıp şehrin diğer yanına gidecek, tanımadığı insanların kocaman bir kaskı kızının kafasına geçirmesine, yüksek basınç ile kilitlenmiş küçücük bir tüpün içinde 1 saat hapis kalmasına izin verecek ve o bir saati dualar ile geçirecek olabilir. İşte o anne için, o zaman, ne alışveriş arabasının 10 cm.lik konumu ne de sizin ok gibi saplanan sözleriniz umurunda olmayabilir.

Ne olur... biraz daha sabır ve kibarlık. Hayat çok kısa... İnsanların dertleri çok büyük. Üzmeyin kimseyi!


Dipnot: Hiperbarik oksijen / 2. Tur ... 5 gün bitti, kaldı 35 gün...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder