26 Mart 2013 Salı

Otizmi Fark Etmek



2 Nisan, Otizm Farkındalık Günü...

Farkındalık...

Çevrenizde gördüğünüz her 50 çocuktan biri, otizmli. Otizmli ne demek, biliyor musunuz peki?

Otizm, çok geniş bir yelpaze. Tek bir semptomu ya da tek bir tanımı, yok. Eskiden çok nadir görülen bir durum iken, şimdi oldukça sık raslanan bir faklılık olarak karşımıza çıkıyor.
Otizm, bir hastalık değil. Bir durum. Genellikle sosyal sorunları oluyor, bu insanların. Sosyal toplumda yüksek stres yaşıyor ve toplum içinde ilişkilerde zorlanıyorlar. Bazıları konuşma sorunları yaşıyor, bazıları motor becerilerinde geri kalıyor, bazıları gelişim basamaklarını tırmanamayıp küçük yaşta gibi davranıyor, bazıları ise tamamen içine kapanıp dünya ile ilişkisini kesiyor. 'Bazıları' diyoruz, çünkü bir otizmli birey için geçerli olan durum, diğeri için geçersiz oluyor.
Zorlanıyor, otizmli bireyler. Başkalarının kolaylıkla, doğal olarak öğrenip yaşadığı becerileri öğrenemiyorlar. Herşeyi tek tek öğretmek gerekiyor bazen. Ufak parçalara bölüp, adım adım.
Bazıları, çok zeki oluyor. Bazıları ise zeka geriliği yaşıyor. Zeki olanlar, nispeten toplumda yer edinip hayatlarını devam ettirebiliyor. Bazıları ise ömür boyu 'engelli' olarak yaşayıp başkalarının yardımına muhtaç olabiliyor.
Eğitim ile çok büyük yollar alınıyor, otizmde. 'Normal', eğer bir toplumun belirlediği bir seviye ise, normale yaklaşan çok oluyor, hatta tanısını kaybeden. Son yıllarda yapılan araştırmalar ile artık biomedikal tedaviler de uygulanıyor otizmlilere. Kazein ve glutensiz diyet, vitamin takviyeleri, ağır metal temizlikleri, gibi. Temiz ve sağlıklı bir vücudun, eğitimden kazancı da büyük oluyor.
Otizm, suistimale çok açık bir durum. Akbaba gibi, ufacık bir umut için tüm varlığını vermeye hazır olan anne babaların üstüne üşüşüyor bazıları. Umut satıp karşılığında hüsran veriyorlar. Bazıları ise, adamış oluyor kendini bu çocuklara. Hiçbir karşılık beklemeden savaşıyor anne baba ile birlikte. Seçici olmak gerekiyor, otizmle savaşta. Yoksa, hüsran, kaçınılmaz son olabiliyor.
Son olarak, otizmi yaşamayanlara küçük bir tavsiye.
Çocuklarınızın o 'normal' gelişimlerinin değerini bilin, şikayet etmeyin. Bu tarafta olmamanızin, sizin sadece daha şanslı olmanız ile alakalı olduğunu unutmayın. Bir çeşit piyango, bu. Kar, dağına göre geliyor. Eğer çevrenizde, otizmi yaşayan bir dostunuz, akrabanız, sevdiğiniz var ise, yapmanız gereken tek  şey, onların yanında olmak. Bazen, bir otizm annesine verebileceğiniz en güzel hediye, çocuğuna bir saatlik bakıcılık edip, annenin serbest bir saat geçirmesini sağlamak olabilir. Sizin hoyratça kullandığınız o bir saate, o anne öylesine muhtaç ki... Çocuklarınızı otizmli çocuklarla tanıştırın ve oynamalarına izin verin. Oyun terapisi, otizmli çocukların öğrenmeleri için çok gerekli. Gelişimi tipik olan bir çocuğun, otizmli çocuğa verebileceği o kadar çok şey var ki. Şikayet etmeyin. Okulunuzda, çocuğunuza farklı davranan bir başka çocuk var ise, iyi niyetle yaklaşın, onu anlamaya çalışın. Otizmli bireyleri topluma kazandırın, dışlamayın.
Otizmi farkına varın...
Yarın, size de değmeyeceğinin hiç bir garantisi yok...

3 yorum:

  1. Yazdıklarınızı göğsüme bir yumruk oturmuşçasına okudum. Mücadelemiz o kadar yakın ki eş dost birine yazarmışçasına yazıyorum. Sizi mücadele azminizden ötürü tebrik ederim. Yalnız size bi kaç şey danışmak istiyorum ve problem olmazsa mail üzerinden iletişim kurabiliriz. fikretgundogan@hotmail.com mail adresim. Blog'da size ait bir mail olmadığı için direkt olarak yazamadım.
    Hoşçakalın, Allah dayanma gücü versin...

    YanıtlaSil
  2. Ellerinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. Allah kolaylık ve güç versin inşallah.

    YanıtlaSil
  3. Allah kolaylık ve güç versin inşallah. Ellerinize sağlık. Çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil