25 Ağustos 2011 Perşembe

Cennetin Anahtarı



Otizm, hayatınıza girdiği anda tüm gücüyle savurur yıkar tüm aileyi. Korkunç bir girdabın içinde bulur kendinizi, yok olmamak için gözünüze kestirdiğiniz ilk yardım elini tutar, ilk sığınağa girersiniz.

Pahalı bir durumdur otizm. Elinizde avcunuzda, yakınınızda, imkanlarınızda ne varsa alır, bitirir. Hem maddi hem manevi.

Duyarsınız bir yerden, bir kişiden... falancaya iyi gelmiş falanca bir terapi varmış, bir tedavi varmış, hatta biri varmış... araştırırsınız, sorarsınız, aklınıza yatarsa denersiniz...

İşte spektrumdaki (otizm spektrumu) çocukların ailelerin bu durumundan faydalanmak isteyen binlerce kurt oluşur bir anda etrafınızda. Kimisi doktor kimliğinin altına gizlenmiştir, kimisi alternatif bir tedavi bulduğunu iddia etmektedir, kimisi ise her derde deva bir ilaç bulduğunu söyler durur.

Tıpkı orta çağda cennetin anahtarını dağıtan din adamları gibi...

Yeterince bilgisi olmayan, yeterince araştırmayan ya da araştıramayan, çocuğu için, çocuğunun ağzından tek bir kelime duymak için herşeyini feda etmeye hazır aileleri hemen ağına düşürür bu kurtlar. Sonra da son damlasına kadar emerler kanlarını...

Sonuç... hüsran!

Şu asla unutulmamalıdır ki... "Otizmin tedavisi" diye birşey yok! Ancak otizm semptomlarının tedavisi var! Otizm bir hastalık değil. Otizm, bazı semptomların birleşiminin oluşturduğu bir "durum". Bu durumdan çıkış var mı? Çıkanlar var, evet. Hem de oldukça fazla sayıda.

Bu kişilerin hikayelerini dinlediğinizde ise sırrın öyle mucizevi bir ilaç ya da mucizevi bir terapi olmadığını görüyorsunuz.

Dünyada ve ülkemizde, işini hakkı ile yapan, otizme ömrünü, canını ve tüm meslek kariyerini adamış harika insanlar var. Bu insanları bulun... Sorun, arayın, konuşun ve bulun...

Sizi en zayıf noktanızdan yakalayıp rant uğruna hayallerinizi, paranızı ve çocuğunuzun en kıymetli zamanını çalan şarlatanlardan uzak durun!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder